Geri dönüşümde Avrupalı şirketlere ‘Gelin birlikte üretelim’ çağrısı

Kaynak:pagev.net

Geri dönüşümde Avrupalı şirketlere ‘Gelin birlikte üretelim’ çağrısı 

Dünyada geri dönüşüm ve geri dönüşüm teknolojileri gündemdeki yerini korurken Türkiye'nin attığı adımlar dikkat çekiyor. Geri dönüşüm üretiminde Türkiye'nin rakiplerin tüm engellemelerine rağmen Avrupa'da ikinci sıraya yükseldiğini belirten Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği (PAGÇEV) ,PAGEV,SEM  Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, yeşil dönüşümün kalitesinin artırılması için de Avrupalı şirketlere 'gelin birlikte üretelim' çağrısı yaptı. Son dönemde yaşanan vize sorunu konusuna da değinen Eroğlu, bu noktada Ticaret Bakanlığı’nın konuyu önceliklendirmesini istedi. 

Bu yıl Amsterdam'da yapılan Avrupa Plastik Geri Dönüşüm Fuarı'na Türkiye'den 35 firma katıldı. Toplam katılımcı firmaların yüzde 10'unu Türkiye'nin oluşturduğunu ifade eden Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği (PAGÇEV) ,PAGEV,SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, geri dönüşüm sektöründe Türkiye'nin payının hızla arttığına ve çok önemli bir noktaya yükseldiğine dikkat çekti. Türkiye'nin granül hale gelmiş geri dönüşüm kapasitesinin 1,5 milyon tona ulaştığına işaret eden Eroğlu, tüm engellemelere rağmen Türkiye'nin hem geri dönüşümde hem de bu işin teknolojisinde çok hızlı bir şekilde ilerlediğini ve Avrupa'da ikinci sıraya yükseldiklerini söyledi. Eroğlu şu bilgileri verdi: 

‘Bizim atığımızı bize vermek istemiyorlar’

"Normalde araba parçalarından ambalaja kadar Türkiye'nin ürettiği plastik toplamı aslında 11 milyon tona yakın. Peki bu kadar plastik üretiyorken neden sadece 1,5 milyon tonunu geri toplayabiliyoruz? Bunun cevabı da ihracat. Türkiye aynı zamanda plastik mamulünde en büyük ihracatçılardan biri. Plastik şişe, plastik araba tamponu, plastikten buzdolabı parçaları, diğer beyaz eşyalar, aklınıza ne gelirse. Biz bunları burada üretiyoruz ama ihracat olarak yurtdışına gidiyor. Bizim bu ihracat olarak gönderdiğimiz plastiği geri dönüştürmek için Türkiye'ye tekrar ithal etmemiz gerekiyor. Ancak burada Avrupalı şirketlerin ciddi bir şekilde yolu kapatma gayretleri var. Kendi gönderdiğimiz malın hurdasını bize geri göndermemek için çeşitli teknik engeller çıkarıp kapıyı kapatmaya çalışıyorlar. Çünkü artık atık altın değerinde. 'Avrupa'nın çöpü Türkiye'ye geliyor' diyorlar ya, o çöp zaten bizim, üreten biziz. İhracat olduğu sürece Türkiye'nin dışarıdan atık ithal etmesi lazım. 

Bizim burada mutlaka kendi haklarımızı bilmemiz ve korumamız lazım. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile imzaladığı bir Ankara Anlaşması var. Bu anlaşmaya istinaden de Gümrük Birliği yapılmış. Gümrük Birliğinin içinde şartlardan bazıları o kadar net ki... Mesela 9. maddede 'Teknik engel çıkarmayacaksın' yazıyor. Ama bize çıkardıkları maalesef hep teknik engel. Çin'e engel çıkarabilirsin de bizim anlaşmamız var bu anlaşmaya uyulması lazım. Ankara Anlaşması altında, Gümrük Birliği Anlaşması'nın teknik engel çıkarmamayla ilgili 9. maddesini bizim bürokratlar iyi savunmalı. Geri dönüşüm konusunda rekabetçiliğini kaybetmeye başlayan Avrupa ülkeleri Türkiye'yi ciddi bir şekilde hedefe alıyorlar." 

Bu yıl Amsterdam'da yapılan Avrupa Plastik Geri Dönüşüm Fuarı'na Türkiye'den 35 firma katıldı. Toplam katılımcı firmaların yüzde 10'unu Türkiye'nin oluşturduğunu ifade eden Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği (PAGÇEV) ,PAGEV,SEM Plastik  Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, geri dönüşüm sektöründe Türkiye'nin payının hızla arttığına ve çok önemli bir noktaya yükseldiğine dikkat çekti. Türkiye'nin granül hale gelmiş geri dönüşüm kapasitesinin 1,5 milyon tona ulaştığına işaret eden Eroğlu, tüm engellemelere rağmen Türkiye'nin hem geri dönüşümde hem de bu işin teknolojisinde çok hızlı bir şekilde ilerlediğini ve Avrupa'da ikinci sıraya yükseldiklerini söyledi. Eroğlu şu bilgileri verdi: 

‘Bizim atığımızı bize vermek istemiyorlar’

"Normalde araba parçalarından ambalaja kadar Türkiye'nin ürettiği plastik toplamı aslında 11 milyon tona yakın. Peki bu kadar plastik üretiyorken neden sadece 1,5 milyon tonunu geri toplayabiliyoruz? Bunun cevabı da ihracat. Türkiye aynı zamanda plastik mamulünde en büyük ihracatçılardan biri. Plastik şişe, plastik araba tamponu, plastikten buzdolabı parçaları, diğer beyaz eşyalar, aklınıza ne gelirse. Biz bunları burada üretiyoruz ama ihracat olarak yurtdışına gidiyor. Bizim bu ihracat olarak gönderdiğimiz plastiği geri dönüştürmek için Türkiye'ye tekrar ithal etmemiz gerekiyor. Ancak burada Avrupalı şirketlerin ciddi bir şekilde yolu kapatma gayretleri var. Kendi gönderdiğimiz malın hurdasını bize geri göndermemek için çeşitli teknik engeller çıkarıp kapıyı kapatmaya çalışıyorlar. Çünkü artık atık altın değerinde. 'Avrupa'nın çöpü Türkiye'ye geliyor' diyorlar ya, o çöp zaten bizim, üreten biziz. İhracat olduğu sürece Türkiye'nin dışarıdan atık ithal etmesi lazım. 

Bizim burada mutlaka kendi haklarımızı bilmemiz ve korumamız lazım. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile imzaladığı bir Ankara Anlaşması var. Bu anlaşmaya istinaden de Gümrük Birliği yapılmış. Gümrük Birliğinin içinde şartlardan bazıları o kadar net ki... Mesela 9. maddede 'Teknik engel çıkarmayacaksın' yazıyor. Ama bize çıkardıkları maalesef hep teknik engel. Çin'e engel çıkarabilirsin de bizim anlaşmamız var bu anlaşmaya uyulması lazım. Ankara Anlaşması altında, Gümrük Birliği Anlaşması'nın teknik engel çıkarmamayla ilgili 9. maddesini bizim bürokratlar iyi savunmalı. Geri dönüşüm konusunda rekabetçiliğini kaybetmeye başlayan Avrupa ülkeleri Türkiye'yi ciddi bir şekilde hedefe alıyorlar." 

WhatsApp ile paylaş WhatsApp ile paylaş